Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Ziya KÖŞKER

          Mustafa Türkoğlu ile Eğitimci Gazeteci-Yazar Sayın Ziya Köşker’in söyleşisini okuyucularımız ile paylaşıyoruz.

1955 yılında Samsat’ta orta gelirli bir ailenin çocuğu olarak doğdum. Hacı Köroğlu, Orhan Samsatlıoğlu, Nuri Toprak ve Ali Şener ‘den sonra Samsat’ın okuyan ikinci kuşaklarındayım.

Çocukluğumuzun Samsat’ında sosyal yaşantı yok denecek kadar azdı. Fırat kenarına arkadaşlarımızla gidip ekmek ve biber yediğimiz o toplantıları sosyal yaşantı sayar ve bununla mutlu olurduk. Bunun yanı sıra özürlülerimiz Samsatlıların eğlence kaynaklarıydı. Deli İsmet’in Samsatlıların ve doğanın taklidini yapması, Deli Sılo’nun kendisine takılmak için sataşan Samsatlıları ayakkabısını eline alıp Samsat sokaklarında kovalaması bizi gülümseten keyifli anlardı. Sanırım biz Samsat’a Samsat da bize doymadı.Samsat bir afet geçirmiş gibi üç günde boşaltın denildi,gidilecek yer gösterilmedi yangından mal kaçırır gibi Samsatlıların başının çaresine bakmaları istendi.

Eski Samsat’ı o devirde yaşayanlara anlattığımızda duygu dolu anlar yaşar ama şimdiki gençliğe anlattığımızda çok güzel bir hikâye anlattığımızı düşünebilirler. Onlara da şimdiki insanlarda bu sıcaklığı görmedikleri için hak vermek gerekiyor. Eski Samsat’ın o meşhur azgın sıcağında herkesin evlerinin damında yattığı zamanlarda gözleri görmeyen Nuri Kızıl ile kardeşi Bahattin Kızıl’ın sahip oldukları gramofonlarla Samsatlılara müzik ziyafeti verebilmek için en güzel türküleri bulup birbirleriyle yarış halinde olmaları birer güzellik, samimiyet ve sıcaklık değil mi?
 

 

Bizler öğretmen olmak için değil okumak için okula gittik. Hasbelkader öğretmen olduk. Benim yaşıtım olan arkadaşlarım başka kurum ve kuruluşlarda başka pozisyonlarda önemli yerlere geldiler. Samsatlı ilk öğretmen Hacı Köroğlu’dur sonrasında ben öğretmen oldum. Öğretmen okulunda okurken nasıl olduğunu hatırlamıyorum elime bir fotoğraf makinası geçti Samsatlı hemşirelerimin fotoğraf ihtiyaçlarına kısmen yardımcı olabilmek için fotoğrafçılık yaptım. Samsat’ın tarihini ve sosyal yaşantısını yazacağım hatırıma gelmezdi. Böyle bir eseri yaşatmayı düşünmüş olsaydım  Samsat’ın her anının her karesinin her yüzünün fotoğrafını çekerdim bu konuda üzüntüm çok büyük.
 

Adıyaman’da gazeteci yok denebilecek kadar azken Adıyaman’ın ilk yerel gazetelerinden biri olan “Samsat’ın Sesi”ni çıkardım. 1998 yılında ise Gözlem isimli gazeteyi kurdum. Uzun yıllar Milliyet gazetesinin Samsat muhabirliğini yaptım.
  

Samsat baraj suları altında kalınca doğduğum yeri tespit edebilmek için “Bakacak “mevkiine gittim benden başka merak edenlerde olmuştur. Burayı hiç görmeyen insanlarımıza anlatmak için Samsat hakkında topladığım bilgileri kitaplaştırma kararı aldım ve “Suya Batan Güneş(Samsat) isimli kitabımı çıkardım ve beklediğim ilgiyi yakaladım bu da beni mutlu etti.
 

Eski Samsat’ın en renkli kişiliği bence kendine has mizah anlayışı ve şakaları ile Hacı Gökdemir (Hacı Mıste)dir. Samsattaki aşiret yapılanması bütün aileleri birleştiren bir olguda olup Urfadaki aşiretlenmeden daha farklı ve olumlu bir çizgidedir. Araştırmalarımızdan edindiğimiz bulgulara istinaden  Kantara’ya(Geçitbaşı) gelip yerleşen burada bıraktığı iyi intiba ile kendini sevdiren Dündar ağa ve Efradı Samsat’ın en köklü ailesidir.
 

Siyasete girmem konusunda birçok defa teklif gelmesine rağmen siyasete mesafeli durdum ve siyasete atılmayı düşünmedim. Yaşadığı dönemde barış elçisi görevini sürdüren hoşgörü timsali Yusuf Kandemir aralıksız olarak 57 yıl muhtarlık yapmıştır. Samsatlı ilk bürokrat Fehmi Kandemir hiç kimsenin siyasi görüşüne bakmaksızın yüzlerce Samsatlıyı işe yerleştirmiş yine binlerce Adıyamanlı hastaya yardımcı olmuş gönüllerde taht kurmuş bir memleket sevdalısıdır. Hacı Beglere ise Samsatta ilk sosyal hayatı yerleştirenlerin başında gelir diyebiliriz. O devirde modayı yakından takip ederek kısakol gömlek ve İspanyol paça pantolon giyerek renkli bir kişilik olmuştur.
 

 

Eski çağ medeniyetlerine başkentlik yapmış Samsat kültür faaliyetlerinde de çok önemli bir kulvardadır. Adıyaman halk oyunlarının ilk figürleri olan Kımıl,Galuç ve Sal ; Kemal İnce ve ekibi tarafından oynanmıştır.Kemal İnce Birimanlıydı ve çok güzel oynuyordu.

Kendi halk oyunları ekibi ile bir Avrupa ülkesinin festivalinde gösteri yapan Kemal İnce’ye bir Avrupa ülkesinden vatandaşlık teklifi de gelmiş ama kendisi reddetmiştir. Harika bir halk oyuncusu olan Kemal İnce aynı zamanda iyi bir mizah ustasıydı. Adıyaman’a gelişinde ziyaretine kimsenin gelmediği kapısının çalınmadığı bir günde canı çok sıkılan Kemal İnce belediyeye giderek kendisinin öldüğünü anons ettirmiş taziyeye gelen Samsatlılara serzenişte bulunarak kimse gelmediği için böyle bir düşünceye kalkıştığını anlatmış.
 

Eski Samsat’da birlik, beraberlik, yardımlaşma ve özellikle imece kültürü unutulmaz.
 

Küçük Hasan türbesi Selahaddini Eyubi’nin büyük oğlu Melikül el Efdal’nin kabri idi.Çok dindar iki kardeşin Mısır valiliği nedeniyle arası bozulan Samsat’a sürülen ve burada ölen Melikül el Efdal küçük Hasan türbesi olarak bilinmekteydi..
 

Eski Samsat ahenk demek uyum demek kafiye demekti. Sesi yanık olan Hesi Celle türküleri eşliğinde buğdayı makineye vurarak hasat yapması dinleyenleri mest ederdi.. Tarlada kazma vurulurken birileri söyleyip diğerleri nakaratları tekrarlardı. Yine renkli bir kültür olan “Damat Giydirme”geleneği damadın ilçe dışına çıkıp kendini gizlemesi elçisiyle haber yollaması ve damadın giydirilmesi belleğimizden silinmeyecek renkli bir törendi.
 

Öze idare müdürü Hasan Efendi düzgün bir Türkçe konuşur ve sohbeti güzeldi. Sosyal içerikli eğlence ve toplanmaların olmazsa olmazlarındandı.
 

Ben bir Samsat aşığıyım ne zaman ki eski Samsat’la ilgili bir çalışma yapsam eski Samsat’a yeniden gitmiş gibi zevk alıyorum.

 

 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri